Rahmi Mert Özcan ‘Bir Dünya Müzik’ dergisindeki Aralık ayı yazısında müzik endüstrisine dair istatistikleri paylaştı!
DİJİTAL MÜZİK SEKTÖRÜ VE DİJİTAL ALIŞKANLIKLARIMIZ
Müzik insanlık tarihinin olmazsa olmazlarındandır. Her şeyden önce, üretim bazında tamamen soyut olarak başlamış ve duyguları ifade etmede her zaman öncü olarak kullanılmış, farklı dönemlerde amaca ulaşmada araç olmuş, kimi zaman da sadece bir amaç olarak tüketilmiş, herkesin içinde olduğu ya da olabildiği kocaman, bambaşka bir dünyadır. Bu dünya insanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar gelen dönemde devamlı olarak evrimler geçirmiştir. Tarz, sunum şekli ve beğenilerin dışında değişen süreçte geldiği nokta, gelişimi ve ilerlemesi ile birlikte tamamen başka bir boyut kazanmıştır ve nihayet 1800’lerin sonunda önemli bir ticaret algısı müzik üzerinde tam anlamıyla oluşum göstermeye başlamıştır.
Gramofon ile başlayan bu endüstri track kasetler, teyp kasetler, kompakt ve mini disklere uzanan bir gelişimle günümüze kadar geldi. Büyük firmalar gücüne güç katarken küçük esnaf ise piyasada tutunamadı. Zaman içerisinde plak şirketlerinin sanatçı ve müzik üzerinde büyük hâkimiyeti oluştu. O dönemdeki en büyük handikap plak şirketlerinin kadrolu prodüktörleriydi. Müzik bilgisi yetersiz olan, müzikle iç içe olmayan, bir takım başka mesleklerden olan kişiler bu işleri yürüterek kaliteyi düşürüyorlardı. Daha sonrasındaki süreçte bu sıkıntılara bağlı gelişen nokta, müzisyenlerin istediği bağımsız prodüktörlük modeli oldu. Müziği hissedebilen ve bilgisi yüksek kişilerce yapılan bu model önemli efsaneleri de piyasaya sundu. Müzik böylece giderek evrim geçirdi ve değişen dünyada olmazsa olmaz dijital yapı, müzik dünyası içine de girdi.
Son yıllarda müzik endüstrisi kesintisiz müzik servisleriyle bambaşka bir boyuta geçti. Çevrimiçi müzik dönemi başladı, GSM operatörleri de kendi bünyelerinde müzik platformları ekledi. Bununla beraber müzik çalar taşıma devri de sona ermiş oldu. Dünya üzerinde yaklaşık 500 milyon kullanıcıya ulaşan kesintisiz müzik servisleri ödeme yapıp abonelik almış toplamda yaklaşık 100 milyon kişiye de hizmet sağlamaktadır. Bu servislerin ilk çıkış noktasındaki en önemli sıkıntı ‘müziğe para vermeye gerek yok’ bakış açısını getirse de çıkarılan yasalar ile bu durum bir nebze toparlanmaya başlamıştır. Bu servislerin eser sahiplerine ödeme yapmaya başlaması bu sıkıntıların aşılma noktasına gelmesindeki en önemli süreç olmuştur. 90’lardan sonra şirketler ilk defa 3 yıl üst üste kâra geçerken şirketler arası rekabetler de iyiden iyiye artmış, bu da tüketicinin daha düşük bütçeyle müziğe ulaşabilmesini sağlamıştır. Ayrıca son yıllarda özellikle sosyal medyanın da kullanımının gelişmesiyle müzik endüstrisinde aracılar da ortadan kalkmış oldu. Sanatçı ve dinleyici artık ilk kez doğrudan iletişim kurabilmeye başladı. Bu durum da sanatçıya kendi reklamını yapabilme imkânı sundu.
Dijital dönüşümle birlikte gün geçtikçe daha fazla detaylı hale gelen, hizmet ve yeni ürünler oluşturan bu durum insanlar için müziğin ne kadar önemli olduğunu aslında bir kez daha gözler önüne sermiş oldu. Şimdi gelin bu söylemi destekleyen birkaç gelişme ve bilginin detaylarına bakalım…
* 2013 yılında kurulan Soundtrack Your Brand (SYB), geçmişte birçok yatırım aldı ve bu yatırımcılar arasında, müzik devi Spotify da yer alıyor. Tüm dünyada markalara lisanslı müzik hizmeti veren SYB yıllık ortalama 25 – 30 milyon dolarlık yatırım almaya devam ediyor.
* Facebook ve Universal Müzik Grup tarafından imzalanan bir anlaşmayla kullanıcılar artık Facebook, Instagram ve Oculus mecralarında oluşturdukları gönderilerde Universal Lisansı’na sahip müzikleri kullanabilecek. Ortaya çıkan bu durum, aynı zamanda Facebook’un Messenger dahil olmak üzere platformlar arası “müzik temelli ürünler” çıkarmasına da olanak sağlıyor.
* Müşterilerin yüzde 90’ı müzik çalan mağazaları tercih ediyor ve çevrelerine öneriyor. Yüzde 76’sı müzik sayesinde mağazalarda daha rahat hissederek alışveriş yaptıklarını belirtiyor. Yüzde 63’ü ise müzik çalınan mağazalarda daha fazla vakit ve para harcıyor.
Müzik dijital araçlarla birlikte önemli kazanımlar elde etti. Bu kazanımlar, kuşkusuz müzik distribüsyonunun global bir noktaya erişmesi ve müzikal üretimin bireysel nitelikler edinmesi ile ilişkili. Her şeyden önce, müzik üretiminin ‘kolaylaşması’ ile müzik bir yandan bireysel bir üretim haline gelebilirken, diğer yandan müzik üretimi sıradan bireyin hanesine dahi girebildi. Bu durum kuşkusuz amatör müzisyenlerin üretim süreçlerini daha efektif bir noktaya çekti. Bugün GarageBand, DAW, Studio One, Ableton, FL Studio, Logic Pro gibi farklı müzik programlarıyla, enformasyon teknolojilerine görece yatkın bir kişi kolaylıkla müzikal üretiminde bulunabilir. Programların bir diğer önemli yanı ise müzikal enstrümanların fizikselliğine olan ihtiyacı ortadan kaldırması. Birçok dijital araç, yüzlerce farklı enstrümanın kaydının yapmasına olanak tanıyor. Yine mixing gibi ekonomik anlamda müzisyenlere külfet gerektiren kalemler, dijital araçlarla yine evlere kadar indirgendi. Bu gibi süreçler, müzikal üretimi belki de insanlık tarihinde hiç olmadığı kadar bireysel bir noktaya da götürmüş oldu.
O halde şimdi gelelim süreçte değişen müziğe dair alışkanlıklarımıza ve yapılan araştırmalar ile dijital bakış açının oranlarla günümüzde tam olarak nerede olduğuna…
– Müzik bizim için ne ifade ediyor sorusunun karşılığı?
%56 Müzik dinlemek beni mutlu eder.
%45 Müzik ruhun gıdasıdır.
%26 Müziksiz yaşayamam.
%26 Hayatımın her anında müzik vardır.
%21 Müzik inşaları birleştirir.
– En çok zevk alınan aktiviteler nedir sorusunun karşılığı?
İnternette gezinmek, müzik dinlemek ve arkadaş ya da yakınlarla vakit geçirmek.
– Zevk alarak yaptığımız aktiviteler?
İnternette gezinmek %85
Müzik dinlemek %82
Konsere gitmek %35
Enstrüman çalmak %16
– Hangi cihazlardan müzik dinliyoruz sorusunun karşılığı?
Cep telefonu %80
Bilgisayar %58
Radyo %41
TV %40
MP3 çalar %18
Pikap %2
– Hangi ortamlarda müzik dinliyoruz?
Evde %70
Trafikte %59
Yürürken %43
Çalışırken %40
Sporda %33
Arkadaşlarla %12
Dünden bugüne daha da dijitalleşen ve endüstrileşen müzik, bakalım gelecek dönemlerde hangi boyutlarda, ne gibi gelişimler ve değişimler gösterecek? Hep beraber yaşayıp göreceğiz… Özellikle son 20 yılda çok farklı noktalara ulaşan müzik endüstrisi her geçen süreçte bizi daha da şaşırtacağa benziyor. Sonuç olarak dünden bugüne yaşanan tüm bu gelişmelerle birlikte dikkate alınması gereken ortak nokta bence iyi üretim, haklı rekabet ve doğru tüketim olmalıdır. Dijitalliğin arttığı bu dönemlerde bize eskiyi daha az özletecek üretimlerin olması tüketiciler için en büyük arzudur. Daha küçük bütçeli 60’lı 70’li yıllara baktığımızda ürünler daha tatmin ediciyken son yıllarda her kafadan bir ses çıktığına ve fiyatların çok yukarılara ulaştığına şahit oluyoruz. Herkes kendine göre işini en iyi şekilde yapıyor belki ama günümüz koşullarında üreticinin tüketiciye bir şey beğendirmesi artık çok daha zor. Bunun hem kaliteyle ilgisi var hem de kalitesizlikle… İşte tam da bu noktada bir İngiliz atasözü kendini haklı çıkartıyor: “Müşteri her zaman haklıdır!”
Rahmi Mert Özcan – Bir Dünya Müzik 2020 Aralık Sayısı Yazısı